Temel yillarca çalistiktan sonra nihayet bir kawazaki sahibi
olur.
Motoru alir ve otoyolda denemeye çikar
bir süre sonra gerekli hiza ciktinca önünde gitmekte olan mersedes
otomobile yanasir
cami tiklar söför cami acar ne var der
temel abi sen kawazaki biliyonmu diye sorar adam git isine
der basar gider temel hizla yetisir tekrar sorar abi sen kavazaki
biliyonmu adam basar gider bu olay 3-4 kez devam eder
mersedes söförü dayanamaz kenara ceker ve bekler bir
süre gittikten sonra ileride bir kaza oldugunu görür iner
arabasindan olay yerine yaklasir bide ne görsün
temel kanlar içinde yerde yatar yanina yaklasir
ne oldu der temel perisan hafif kafasini kaldirir
abi sen kavazaki biliyonmu der
kizgin adam biliyorum ne olmus der
temel :abi freninin yerini soracaktim der
İki tane dağcı, birisi kekeme,
dünyanın en yüksek dağına tırmanacaklarmış.
Dağın ortasına tırmandıklarında, bizim kekeme şöyle demiş::
-Çad.. çad.. çad..! demeye başlamış.
Öbür dağcı:
-Yukarı çıkalım, söylersin. demiş.
Çıkınca sormuş;
-ne diycektin şimdi söyle demiş.
-Çad.. çad.. çad.. çadırı aşağıda
unuttuk! demiş kekeme olan.
Çadır olmayınca Aşağı inmeye karar vermişler
dağın ortasında kekeme yine;
-Şak.. şak.. şak..! diye konuşmaya çalışmış.
Öbür ki de, yine;
-Aşağı inelim, söylersin demiş.
Aşağı inmişler.
Adam bakmış, çadır madır yok!
Dönmüş ve sormuş:
-Sen ne diyecektin? diye...
-Şak.. şak.. şak.. şaka yaptım
Birgün bir derviş, bir kucak dolusu elma ile bayırlar aşan bir genç kıza rastlamış. Genç kızın bozkırın sıcağından ve yorgunluktan takadi kesilmiş.
“Nereye gidersin? Ne doldurdun kucağına” diye sormuş derviş.
Uzak bir tarlayı işaret emiş kız:
“Sevdiğim çalışır orada. Ona elma götürüyorum”
“Kaç tane” diye soruvermiş baba derviş. Kız:
A B
Yıl 2050. AB Komisyonu Başkanı odasında otururken, yardımcısı içeriye heyecanla girer:
-Efendim, Türkiye tüm isteklerimizi yerine getirdi. Onları AB'ye alacak mıyız?
AB Başkanı:
-Yok canım, henüz olmaz. Git, duyur, Tüm Türkiye İngilizce konuşacak, Türkçe'yi yasaklıyorum.
-Efendim onu 5 sene önce yaptılar. Hatırlamıyor musunuz?
-O zaman söyle, kokoreç yasaklansın.
-Aman efendim, onu yemeyi 2005'te bıraktılar.
-Ya ne bileyim? Kınayı yasaklayın.
-Ooooo. Beyefendi.Onu çoktan bıraktılar.
AB Başkanı düşünüp taşınmış ve;
-DAĞITIN LAN AVRUPA BİRLİĞİ'Nİ...
BUSH
Amerika'da adamın biri işine giderken birden anormal bir trafiğin içine düşer, ama trafik bir milimetre bile kıpırdamamaktadır. Bir süre sonra arabasının yan camına birisinin tıkladığını görür ve camını açar.
- Ne var, ne olmuş acaba?
- Teröristler Bush'u yakaladılar... eğer 1 milyar dolar verilmezse üstüne benzin döküp yakacaklarmış.
- Haa, şimdi anladım bu trafiği...
- Ya işte onun için herkesten biraz yardım topluyoruz.
- İnsanlar ne kadar veriyor ortalama olarak?
- Yaklaşık olarak 5'er litre...
TİLKİ
Aslan bir süre için karşıdaki ormana ziyaret yapaacakmış. hayvanlara toplanmalarını yerine vekil seçeceğini duyurmuş, bütün hayvanlar toplanmış, aslan bir kayanın üzerine çıkmış hayvanlara seslenmiş ben bir süre ormandan ayrılacağım, bu süre içinde can dostum tilki size krallık yapacak onun emrinden çıkana gelince hesap sorarım diye kükremiş ve yola koyulmuş.Ertesi gün tilki ormanda gezerken bakmış bir çakal gidiyor,yanaşmış ve ona bir tekme atmış,çakal hışımla dönmüş bakmış kral vekili tilki sesini çıkaramamış. Tilki az ilerdede bir kurt görmüş sessizce yaklaşmış bir tekme de kurda atmış kurt hışımla dönmüş bakmış kral vekili tilki sesini çıkaramamış. Tilki havalı havalı yürümeye devam ederken bakmış bir ayı yine sessizce yaklaşmış bir tekme de ayıya atmış,ayı hırsla geriye dönmüş tilkiyi şöyle bir tutmuş çevirmiş arkasını tilkiyi bir güzel al takke ver külah yaptiktan sonrada fırlatıp atmış tilki canı yanmış şekilde kalkmış ayağa:
-Allahın ayısı bir kez olsun da toplantıya katıl be...
ZEKA
Adamın biri Afrika'da safariye çıkarken yanına minik köpeğini de almış.
Minik köpek bir gün ormanda dolaşıp, kelebekleri kovalar, çiçekleri koklarken kaybolduğunu fark etmiş.
Ne yapacağını düşünürken bir de bakmış ki karşıdan bir leopar geliyor ve
belli ki günlük yiyeceğini arıyor. "Şimdi başım dertte" ,diye düşünmüş minik
köpek. Etrafına bakmış, yerde kemik parçalarını görmüş. Hemen arkasını leoparin geldiği yere dönerek kemikleri kemirmeye başlamış, bu arada da arkadaki hareketi kestirmeye çalışıyormuş.
Leopar tam saldıracakken minik köpek kendi kendine konuşmuş;
-Ne kadar lezzetli bir leoparmış. Acaba etrafta bundan bir tane daha varmı?
Bunu duyan leopar bir anda donmuş kalmış ve en yakındaki ağaca tırmanarak
dalların arasına saklanmış. "Tam zamanında kurtardım yoksa bu köpeğe yem
olacaktım" ,diye düşünmüş leopar.
Bütün bunlar olup biterken bir başka ağacın üstündeki bir maymun olanları izliyormuş. Bildiklerini kullanarak bundan sonra leopardan kurtulabileceğini düşünmüş. Leoparın yanına giderek neler oldugunu anlatmış.
Leopar kopeğin yaptıklarına çok sinirlenmiş ve maymuna "Atla sırtıma, gidip şunu yakalayalım" ,demiş.
Ancak minik köpek neler oldugunu ve leoparın sırtında maymunla birlikte süratle kendisine yaklaştığını fark etmiş.
"Şimdi ne yapacağim" ,diye düşünürken kaçmaya teşebbüs etmemiş.
Bunun yerine arkasını leoparın geldigi yöne dönerek, kemikleri kemirmeye devam etmiş.
Tam leopar saldıracakken yine kendi
kendine konuşmuş;
-Bu aptal maymun da nerede kaldı? Yarım
saat önce bir leopar daha getirsin
diye gönderdim, hala haber
yok!
Diplomasi böyle birşey
işte. Yapabiliyorsan, hızlı düşün, sakin ol,
güçlü görün ve düşmanını kendi silahı ile
yen.
TOKAT VE TÜNEL
Bir albay, bir er, bir yaşlı kadın ve bir de
genc kız trende aynı kompartmanda yolculuk
etmektedir. Tren bir tünele girip kompartman
karardığı zaman, MUCUK bir öpücük sesi ve
ardından ŞIIIRRRAAAAKK ! diye bir tokat sesi
duyulur. Tünelden çıktıktan sonra yaşlı kadın
"Aferin genç kıza. Nasıl yapıştırdı tokadı" diye düşünmekte ve kafasını sallamaktadır.
Genc kız da
"Zevksiz herif, bu morukta ne buldu
ki, bi de öpmeye kalktı ama kadın da iyi
yapıştırdı." diye düşünmektedir.
Albay ise
"Ulan bizim eşoglusu er, kızı öptü.
tokadı biz yedik." diye yanarken er de içinden şöyle düsünmektedir:
"Hehe. aferin lan bana. elimi öpüp nasıl
yapıştırdım tokadı albaya..."
KADINLAR NE İSTER?
Kadınların gidip kendilerine erkek (koca) secebilecekleri bir erkek
dukkanı (magazası) acılmıstır. Magaza 5 katlıdır ve her kat
cıkıldıkca, erkeklerin nitelikleri de yukselmektedir.
Magazada sadece tek bir kural gecerlidir: herhangi bir katın
kapısından iceri giren kadın, o kattan alıs-veris etmek zorundadır ve
eger bir ust kata cıkmak isterse, tekrar asagı katlara inemez.
Bir gun bir grup kız arkadas, kendilerine erkek secmek icin magazaya
gider.
Ve....
1. KAT: Kapıda sunlar yazılıdır: "Bu kattaki erkeklerin calısacak
bir isleri var ve cocukları da severler". Kızlar yazılanları okur ve
soyle
derler: "Eh, hic yoktan iyidir ama bir de ust kata bakalım".
2. KAT: kapıda yazılanlar: "Buradaki erkeklerin iyi bir isleri
var, cocukları severler ve son
derece yakısıklıdırlar." Kızlar:
"Hmmm, hic fena degil ama acaba bir ust katta ne var ?"
3. KAT : "Buradaki erkeklerin cok iyi birer isleri var, cocukları
severler, son derece yakısıklıdırlar ve ev islerine de yardım
ederler". Kızlar:
"Aman
Tanrım, cok etkileyici ama yukarıda baska katlar da var."
4. KAT : "Buradaki erkeklerin isleri cok iyi, cocukları cok severler,
gayet yakısıklı olup, ev islerine yardım ederler ve ayrıca son derece
romantiktirler". Kızlar cıglık atmaya baslarlar: "Inanılmaz, bir ust
katta bizi neyin bekledigini bir dusunun!" Ve bir kat daha cıkarlar...
5. KAT: sunlar yazmaktadır: "Bu kat bostur ve sadece,
kadınları memnun etmenin mumkun olmadıgını kanıtlamak icin konmustur.
Cıkıs soldadır; umarız inerken merdivenlerden
yuvarlanırsınız
Avukat
Bir mahkeme salonu dusunun...bir davada taniklik etmesi icin kursuye yasli bir teyzeyi cagirirlar.. Kadin yerine oturur ve davalinin avukati kadina yaklasir...
-"Bayan Jones.. beni taniyor musunuz?"
Yasli teyze cevap verir: -"Ah evet Bay Williams sizi cocuklugunuzdan beri taniyorum..siz taa o zamanlar bile aileniz icin tam bir basbelasiydiniz..surekli yalan soyluyorsunuz,karinizi komsunuzla aldatiyorsunuz,en yakinim dediginiz insanlarin arkasindan konusuyorsunuz,2 dolar fazla kazanmak icin herkesi satarsiniz..."
Davalinin avukati basta olmak uzere butun salon sok olur..Adam ne yapacagini bilemez bir halde kadina tekrar sorar:
-"Peki Bayan Williams,ya karsi tarafin avukatini taniyor musunuz?" Kadin yine cevaplar:
-"Elbette taniyorum..Çocuklugunda ona dadilik yapmistim.Tembel,ödlek ve alkolik adamin tekidir..Eetrafinda bir tek dostu yoktur ve herkes onun hala geceleri altina kacirdigini soyluyor.." Yine herkes sokta..Butun salonu bir ugultu kaplar.Hakim kursuye tak tak tak vurup herkesi susturur ve her iki tarafin avukatini da kursuye cagirir..Ve ikisine de egilmelerini soylerek kulaklarina sunu fisildar...
-"Eger bu kadina beni taniyip tanimadigini sorarsaniz ikinizi de yakarim
KARNE
Karne günüydü.Küçük oğlan okuldan döndü. Annesi "Karnen nerede?" diye sordu. Çocuk güldü : -Arkadaşıma ödünç verdim. Babasını korkutacak... **
Kutup Ayısı
Yavru kutup ayisi babasinin yanina gelip sormus -Baba ben gercekten kutup ayisi miyim? -Elbette yavrum nereden cikardin bunu? -Allah Allah?!.. deyip gitmis yavru ayi. Bu sefer annesinin yanina gitmis ve sormus, -Anne ben gercekten kutup ayisi miyim? -Tabii evladim kutup ayisisin. -Yani sen babami hic aldatmadin degil mi, ben gercekten babamin ogluyum. -O ne bicim soz, baban duymasin ikimizi de oldurur. yine Allah Allah?!.. deyip, yeniden babasinin yanina gitmis yavru ayi. bir daha sormus yaa baba Allah askina doru sole bak beni evlatlik falan almadiniz degil mi? yani ben sizin oz oglunuzum. Baba dayanamamis artik oglum sen manyak misin dedim ya sana bizim oglumuzsun diye, hem sen neden ikide birde soruyorsun ki bunu? yavru ayi: -Donuyorum anasini satayim donuyoruuuum yaaaa...
kırbaç cezası
Bir GS'li, bir Fener´li ve BJK´li Arabistan'da yasak olmasina ragmen bir otelde içki içerkenyakalanirlar Mahkemeye çikarilirlar Karar IDAM... Itiraz ederler vekarar ömür boyu hapis cezasina çevrilir. Ama o gün, bayrama denk geldigi için Prens Hazretleri cezayi kaldirip hepsine 20 kirbaç ceza verir. Bizimkileri sempatik buldugu için de bir kiyak daha yapip herkese cezasini hafifletmek için bir istek hakki tanir. BJKli: "Sirtima bir yastik baglayin" der.10 kirbaçtan sonra yastik paramparça olur ve pek fayda etmez. Uyanik Fener´li bunu görünce: "Sirtima iki yastik baglayin" der. Ama iki yastik bile 10 kirbaca dayanmaz.
Sira Galatasarayliya gelince Prens Hazretleri: "Bak Galatsaray'li siz geçen yıl şampiyon oldunuz Bu yüzden sana iki istek hakki veriyorum" Peki der Galatasaray'li:"O zaman bana 40 kirbaç vurulsun". Herkes saskina döner.Prens Hazretleri: "Peki ikinci istegin nedir?" diye sorar... Galatasaray'li gülerek: "FENERBAHCE´liyi sirtima baglayin" der
FENERLİ HAKEM
Adamın biri ölüp cennetin kapısına dayandığında, cennetin baş meleği durdurur onu.-İçeri almadan önce sorularıma cevap vermelisin? Hayatın boyunca tam anlamıyla iyi bir iş yaptın mı, bakalım?Adamcağız uzun uzun düsünür, hafızasını zorlar, ama ne yazık ki yaptığı iyi bir şeyi hatırlayamaz. Melek tekrar sorar.
-Peki, bari söyle, hiç cesaret gerektiren bir şey yaptın mı, hayatında? Adam hemen atılır gururla.-Yaptım, tabii!-Anlat bakalim, neymiş bu cesur iş?Adam anlatmaya baslar.-Ben futbol hakemiydim. Trabzon'da bir Trabzonspor-Fenerbahçe maçını yönetiyordum. Maçin son dakikasinda Trabzon aleyhine haksız yere penalti çaldim.
-Vay canına, gerçekten cesurmussun sen, hadi geç bakalim! Cennetin kapıları açılır. Bizim hakem tam geçecekken, melek merak eder:
-Ne zaman olmustu bu maç?
-Asagi yukarı üç dakika oluyor biteli.
NAZİ KAMPI
2. Dunya Savasinda 2 yahudi almanlara esir olmustur.Bunlardan biri digerine kendilerine ne yapacaklarini sorar.O da baslar anlatmaya "
2 ihtimal var ya bizi oldururler yada esir kampina yollarlar.
Oldururseler sorun yok kampa gidersek 2 ihtimal var ya kursuna dizilriz ya da gaz odasinda olduruluruz.
Kursuna dizilirsek sorun yok gaz odasina gidersek 2 ihtimal var bizden ya sabun yaparlar yada kagit.
Sabun yaparlarsa sorun yok kagit yaparsalar 2 ihtimal var ya gazete kagidi oluruz yada tuvalet kagidi.
Gazete kagidi olursak sorun yok tuvalet kagidi olursak iste o zaman naneyı yedik
YASAL VE MANTIKLI
****Universite son sinif ogrencisi yazili sinavindankalinca dogru hocasinagider:-"Siz sinifta birakarak hayata atilmami onluyor vebeni cezalandiriyorsunuz. I$in bu yanini hic du$undunuzmu?"-"Tabii du$undum. Hocanin gorevi bilgiyi olcmek,yeterli olmayani sinifta birakmak degil mi?"-"Iyi. O zaman size bir teklifim var. Bir soru da bensize soracagim.Dogru cevabi verirseniz, ben kotu notumu kabul edip siniftakalacagim. Bilemezseniz, notumu duzeltecek ve sinifi
gecirteceksiniz.(Hocaninkeyfi yerinde. Teklifi kabul eder.) Ve ogrenci sorar:
-"Yasal olup, mantikli olmayan nedir?
Mantikli olup, yasal olmayan nedir?
Ve de ne mantikli ne de yasal olmayan nedir?"
Hoca uzun uzun du$unur ama cevabi bulamaz. Iddia geregi ogrencisine iyi not vererek sinifi gecirir. Ama akli da soruda kalir. Sonunda sinifin en iyi ogrencisini cagirir, olayi anlatir ve sorunun yanitini bilip bilmedigini sorar.Ogrenci hemen cevap verir:
-"Siz 65 ya$indasiniz ve 23 ya$inda bir kadinla evlisiniz.Bu yasal ama mantikli degil. Karinizin 25 ya$inda bir sevgilisi var.
Bu mantikli ama yasal degil. Siz karinizin sevgilisini, zayif alip sinifta kalmasi gerekirkeniyi not verip mezun ediyorsunuz.
Bu da ne mantikli, ne de yasal."
“İnsan sevdiğine götürdüğü şeyi sayar mı hiç?”
Usulca kırıvermiş elindeki tesbihi derviş…

Temel'in babası vefat eder... Cenazeye gelen bir aile dostu Temel'e sorar:-Nasıl oldu?
Cevap: 30.kattan aşağıya düştü...
-Adam: Vah vah desene çok feci ölmüş...
-Temel: Yok yok öyle ölmedi... Tam yere düşecekken manavın tentesine çarpıp tekrar yükseldi...
-Adam: Vah Vaah! Daha şiddetli çakıldı o zaman.
-Temel: Yok! Karşıdaki kasabın tenteden zıpladı bu sefer karşı binanın çatısına...
-Adam: Demek çatıya çarpıp öldü.
-Temel: Yok ya! Çatıdan yuvarlanıp elektrik tellerine gitti...
-Adam: Deme ya! Çarpıldı o zaman...
-Temel: Yok canım teller yaylandı babamı 200 metre yukarı fırlattı.
-Adam:200 metreden yere çakıldı öyle MI? Yazık...
-Temel: Yok ya yine en baştaki bakkalın tenteye...
-Adam: Orda mı öldü?
-Temel: Yooo... Ordanda yine kasaba...
-En sonunda bunalan Adam Temel'e bağırarak sordu: Ulan nasıl öldü bu Adam?
-Temel: 'Baktık durmuyo... Vurduk
KUMARCI TEMEL
temel kumar masasında ölmüş.kahvedekiler durumu alıştıra alıştıra anlatması için idrisi seçmişler.idris gelip temel'in hnaımına
'-Temel kayıp!'
demiş.temelın karısı da:
-'cehennemin dibine gitsin' demiş.idrisin cevabı:
-gitti..
|
UEFA ÇALISANLARININ iSYANI
UEFA bilgisayar programcilarini isten cikardi,(reuters-cenevre)
UEFA merkezinden yapilan aciklamaya gore fenerbahce hakkinda bilgi almak icin uefa/championsleague.com sitesine girenler, "bu isimde bir takim kayitlarimizda bulunmamaktadir" yanitini almalari uzerine şikayette bulunmuslar.
yapilan arastirmada bilgisayar sisteminin sampiyonlar liginde puan alamayan takimlari kaydetmedigi ortaya cikmis.
bilgisayar bolumu sefi hans gunter "hatamizi kabul ediyoruz,bilgisayar
programini hazirlarken iki buyuk ihtiyatsizligimiz oldu;ilki bir takimin hic puan alamayacagini aklimiza getirmememiz, ikincisi ise fenerbahcenin
sampiyonlar ligine katilabilecegi ihtimalini ongormememiz " aciklamasini yapmis...
JAPON AMERİKALI SAFARİ'DE
Bir Amerikali ile Japon safari'ye çıkmışlar. Her ikisi de son teknolojik silahlarıda birbirlerine nazire yapmak için yanlarına almışlar. Derken uzakta bir aslan görünmüş. Amerikalı lazer tüfeğini doğrultmuş ve aslana ateş etmiş. Ama karavana. Hemen Japon uydudan yönlendirmeli tüfeğini doğrultup ateş etmiş. Fakat o da karavana. Aslan bizimkileri farkedince üzerlerine doğru gelmeye başlamış. Amerikalı bir yudum viski içip acı sonu beklemeye başlamış. Japon hemen botlarını çıkarıp spor ayakkabılarını giymeye başlamış. Amerikalı sormuş :
-Ne o, aslandan hizlı mı koşacaksın ?
-Yoo, senden hızlı koşsam yeter
MUTLU EVLİLİK
Kahvede sohbet eden adama arkadaşları:
Senin aile yaşantına hayranız, KARADENİZLİ eşin ve çocuklarınla çok mutlu Bir yaşantın var. Karının bir dediğini iki etmiyorsun. Bu Mutluluğunun sırrını bize de anlat yoksa pısırık olduğunu düşüneceğiz.'' derler. ''Kısaca anlatayım..'' der adam.
''Düğünümüz bittikten sonra karım kendi atına, ben de kendi atıma bindik evimize doğru gidiyoruz.Benim bindiğim atın ayağı takıldı ve sendeledi. Karım eğildi ve benim atıma 'Bir' dedi.Biraz daha ilerledik ve benim atımın ayağı tekrar takılıp tökezlediği zaman eşim tekrar eğilip atıma 'İki' dedi.Az sonra atım tekrar aynı şekilde tökezleyince eşim atından indi ve at'a 'Üç' dedi ve çeyizinden tabancasını çıkartıp atımı alnından vurdu.
Ben şok olmuştum... Eşime bir hışımla çıkıştım
''Yazık değil mi ata neden vurdun kadın
manyak mısın sen?'' diye bağırdım...
Karım arkasını döndü ve bana 'Bir' dedi.
Ve o günden sonra karımın bir dediğini iki etmedim.
KAYSERİ-LAZ SAVAŞI
**Bir gun Kayseri'lilerle lazlar sava$ yapiyorlarmi$.Kayseri`lilerin aklina bir fikir gelmi$.Demi$lerki;
-Bu laz'larin hemen hemen yarisi Temel, diger yarisida Dursun'dur .Ve daha sonra sava$in ortasinda bagirmaya ba$lami$lar:
-Temel! Temel!!!
Laz'lardaki Temel`ler kafalarini kaldirmi$lar ve vurulmu$lar.
Daha sonra Kayseri`liler :
-Dursun! Dursun!!!!
Diye bagirmi$lar. Dursun`larda kafalarini kaldirmi$lar ve vurulmu$lar. Laz'lardan cok az ki$i kalmi$ ve onlarinda aklina bir fikir gelmi$.Ve:
-Yerde para buldum bu kimin?
diye bagirmi$lar. Butun Kayseri`liler kafalarini kaldirmi$lar ve vurulmu$lar.
TÜRK FİLMLERİNDEN SÖZLER
-Güzel oldugunuz kadar küstahsiniz da.
-Annecigim, ben bu amcayi çok sevdim. Ona baba diyebilir miyim?
-Bana annemi tekrar anlatir misin babacigim? Senin annen bir melekti yavrum.
-Neden agliyorsun annecigim?
-Hayir yavrum aglamiyorum. Gözüme toz kaçti.
-Benim de senin yaslarinda bir oglum vardi evladim.
-Seni sevmiyorum, seninle oyun oynadim, bunu anlamadin mi hala?
(Aktör veya aktris amansiz bir hastaliga -genellikle ince hastaliga-
tutuldugu zaman sevgilisine söyledigi ilk cümle.)
-Annen sen dogarken öldü yavrum.
-N'olur gerçegi söyleyin doktor yasayacak miyim?
-O kizla evlenirsen, seni mirasimdan mahrum, evlatliktan men ederim.
-Nayir Nalan, n'olamaz.
-Hayir siz kovmuyorsunuz, ben vazifemden istifa ediyorum.
-Tanrim, bu resim... Bu resim...
-Ben fakir bir gencim, sen ise zengin bir fabrikatörün kizisin.
-Biz ayri dünyalarin insanlariyiz.
-Aman tanrim, göremiyorum... Göremiyorum... Kör oldum.
-Görüyorum... Görüyorum ...
-Evlenince pembe panjurlu bir evimiz olacak.
-Hayir! Durun! Kemal suçsuzdur! Aradiginiz suçlu benim!
-Durun, siz evlenemezsiniz. Siz kardessiniz!
-Bizim bu dünyada yasamaya hakkimiz yok mu be hakim bey abicim. Ha?
-Bu ses ... Bu ses ... Olamaz! Git! Git buradan!
-Vücuduma sahip olabilirsin ama ruhuma asla.
-Üstlendigin vazife çok mühim Kemal, bu görevi layikiyla yapacagindan
eminim.
-Ben kör bir gencim, hayatimi keman çalarak kazanirim. Reca ederim,
duygularimla oynamayin.
-Sen arkadasimin askisin.
-Sizi ebediyete kadar bekleyecegim.
-Lütfen haddinizi biliniz.
-Metanetinizi muhafaza ediniz. Tanridan ümit kesilmez.
-Tanrim ne kadar bedbahtim.
-Bana yillar önce çilgincasina sevdigim bir kadini hatirlattiniz.
-Babanin kanini yerde koma ogul.
-Iste bana yazmis oldugun ask dolu mektuplar. Meger hepsi yalanmis. Al
bunlari.
-Hayir Tamer... Olaylar sandigin gibi degil.
-Fakirsin sen! Fakir! Fakir!
-Beni paranla satin alabilecegini mi sandin?
-Bu resimdeki amca kim anne?
-Sen kaç yigidim, ben onlari oyalarim.
-Hayir! Hayir! Tertemiz hislerimle oynadin benim.
-Biliyordum! Ölmedigini biliyordum Rifat.
-Oh, ne saadet!
-Yaa Justinyanus, iste buna Osmanli tokadi derler.
-Yettim yigidim.
-Yavrum Istanbul sana neler etmis?
-Saadet dolu yuvamiza kara bir gölge düsürdün.
-Bizim gibi insanlar serefleri için yasar, namuslari için ölürler, ama sen
bunu anlayamazsin.
-Ben artik yarim bir insanim.
-Çocuğumun ameliyat parasi için yaptim her seyi.
-Aglamak istiyorum.
-Demek ikimiz de ayni kadini sevdik.
-Olmadi Neriman, yapamadim. Seni unutamadim.
-Ben sirtimda tas tasir, yine seni okuturum yavrum.
-Söyleyemedim anne, babamin simitçi oldugunu yine söyleyemedim.
-Son nefesimde her seyi itiraf etmek istiyorum. Katil benim.
-Demek askimiz bir yalandi.
-Parayla saadet olmaz evladim, bunu sakin unutma.
-Tanrim neden, neden ben
ÇAVUŞ
Temel askerdedir fakat kimi kimsesi yoktur ve birgün Temel cumhurbaşkanından harçlık istemek için bir mektup yazar ve mektubu göndermesi için çavuşa verir çavuş da temel hiç mektup göndermezdi acaba kime yazmiş diye merak eder ve mektubu okur mektupta temel cumhurbaşkanından 20 milyon harçlık istediğini okuyunca temele acır ve cebindeki 15 milyonu zarfa koyup Temel'e verir ve Temel parayı alınca bir mektup daha yazar çavuş yine mektubu okur ve mektup da şöyle yazar SAYIN CUMHURBAŞKANIM PARA İÇİN SAĞOLUN AMA BUNDAN SONRA BANKA HESABIMA YATIRIN ÇÜNKÜ BİZİM hıyar ÇAVUŞ PARANIN 5 MİLYONUNU YEMİŞ
UYANIK ŞÖFÖR
Adam trafikte son sürat giderken polise yakalanır... kenara çeker arabadan iner:
- Buyrun Memur Bey!
- Beyefendi aşırı hız yaptığınız için sizi durdurmak zorundayım, ehliyetiniz lütfen?
- Ehliyetim yok, son yaptığım kazada ehliyetime el koydular Memur Bey.
- Peki aracınızın ruhsatını görebilir miyim?
- Araba benim diil Memur Bey çaldım ben bu arabayı.
- Anlamadım nasıl yani, siz bu arabayı çaldınız, öyle mi???
- Evet Memur Bey, aa durun bi dakka torpido gözünde ruhsat olucaktı, silahımı oraya koyarken ruhsat gibi bişi gördüm galiba....
Polis iyice şaşırır:
- Torpido gözünde silah mı var?!?!?!!?!?!?
- Evet Memur Bey, bu arabanın sahibi kadını vurduktan sonra cesedi bagaja koydum silahı da torpido gözüne koydum...
- Bİ DE BAGAJDA CESET Mİ VAR?!?!?!!?!?!?!?!?!?!
- Evet Memur Bey...
Trafik polisi bunu duyar duymaz amirini arar, arabanın etrafı bir anda polislerle dolar ve adamı sorguya alırlar.... Ekipler amiri adamın ehliyetini ister, adam ehliyetini çıkarır ki ehliyet geçerli temiz hiçbir anormallik yok.. Bunun üzerine adamın ruhsatını ister, adam çıkartır ruhsatı da verir, ekipler amiri yine bakar ki araba adama ait.. Derken adamdan torpido gözünü açmasını ister, adam açınca ortaya çıkar ki orada da silah falan yok... Ekipler amiri bir de bagaja bakmak ister adam bagajı açar orada da ne ceset ne bişi yok.. Bunun üzerine ekipler amiri 'Çok garip' der....
'Sizi durduran memurun anlattığına göre bu arabanın bi kadına ait olduğunu söylemişsiniz, kadını öldürüp cesedi bagaja, silahı da torpido gözüne koymuşsunuz...'
Adam güler:
'İnanamıyorum... O şimdi benim için 'aşırı hızlı gidiyordu' da demiştir....
BEYİN
Bir İngiliz doktor diyor ki:
-Tıp bilimi bizde öyle ilerledi ki, biz bir adamın beynini alırız ve başkasına koyarız ve onu altı haftada iş arayacak hale getiririz.
Alman doktor diyor ki:
-Bu hiçbir şey değil; biz bir adamın beynini çıkarırız ve başkasına koyarız ve onu dört haftada savaşa hazır hale getiririz.
Amerikalı doktor da diyor ki:
-Beyler siz çok geridesiniz. Biz Teksas’tan bir beyinsizi aldık ve beyaz saraya koyduk. Şimdi ülkenin yarısı iş arıyor, yarısı da savaşa hazırlanıyor.
SADİST PİLOT
Yolcular uçağın yanında otobüsten inmişler.. Bavullarını gösteriyorlar. Bir bakmışlar uçak şirketinin minibüsü yanlarında durmuş. İçinden kaptan pilotla, yardımcı pilot inmişler.. Yolcular fena halde şaşırmışlar.. Nasıl şaşırmasınlar. Kaptan pilotun elinde bir beyaz baston. Kolunda üç noktalı bant. Yardımcı pilotun elinde bir köpek tasması. Tasmanın ucunda bir köpek.. Sağa sola çarparak öyle ilerliyorlar uçağa.. Günlerden bir nisan değil ama, "Şaka herhalde" demiş yolcular, doluşmuşlar uçağa..
Uçak pistte hızla ilerlemeye başlamış. Yolcuların gözleri camda. Uçak hızlanmış.. Yolcular endişelenmeye başlamışlar.. Uçak daha hızlanmış. Pistin sonu hızla yaklaşmaya başlamış.. Uçak iyice hızlanmış.. Bazı yolcular paniklemiş dua etmeye başlamışlar. Uçak son hıza ulaşmış. Bu arada pistin sonuna da ulaşmış. 10 metre sonra betonun bitip çimlerin başladığını gören yolcular dehşet içinde çığlığı basmışlar.. Tam o anda da kaptan pilot levyeyi sonuna kadar çekmiş.. Uçak tam pist biterken tekerleklerini yerden kesmiş, havalanmış. Kaptan pilot arkasına yaslanmış. Derin bir nefes almış ve yardımcı pilota dönmüş:
"Biliyor musun?" demiş, "Bir gün çığlık atmayacaklar ve hepimiz öleceğiz!.."
TED AMCA
Amerika'da bir ilkokulda öğretmen çocuklara evde ders alınabilecek bir hikaye yaratmalarını, ertesi gün sınıfta okuyacaklarını söylemiş. Ertesi gün çocuklar hikayelerini anlatmaya başlamış. İlk sırada küçük Suzi varmış. Başlamış anlatmaya:
- Bizim çiftliğimiz var. Bir gün babamla yumurtaları topladık, bir sepete koyduk. Arabayla giderken bir tümsekten geçtik, sepet devrildi ve yumurtaların hepsi kırıldı. Öğretmen: - Güzeel. Peki bu hikayeden alınacak ders nedir?
- Bütün yumurtaları aynı sepete koyma.
- Aferin çok güzel. Lily sıra sende. Küçük Lily tahtaya kalkmış ve anlatmaya başlamış:
- Bizim de bir çiftliğimiz var. Babam yumurtalardan civciv çıkması için onları kuluçka makinesine koyar, geçen hafta 12 yumurta koydu. 12 civcivi olacağını sanıyordu, ama sadece 8'inden civciv çıktı.
- Eveeet. Peki burdan alınacak ders nedir?
- Yumurtadan çıkmamış tavukları sayma. - Aferin bu da çok güzel. Billy, sıra sende... Küçük Billy tahtaya kalkmış ve anlatmaya başlamış:
- Amcam Ted Vietnam Savaşı'na katılmıştı. Bir gün helikopterle bir göreve giderken helikopter vurulmuş. Ted Amcam helikopter düşmeden elinde bir makinalı tüfek, bir kasatura ve bir şişe bira ile atlamayı başarmış. Paraşütüyle yere inerken yolda birayı içip bitirmiş. İnince mermisi bitene kadar makinalı tüfeğiyle 70 kişiyi haklamış. Sonra kasatura kırılana dek onunla 20 kişiyi halletmiş. Sonra da son 10 kişiyi de silahsız bitirmiş.
- Böyle korkunç bir hikayeden alınacak ne ders olabilir?
- İçtikden sonra Ted Amcama bulaşmayın... ****
TELEFON'DAKİ KADIN
Sauna'ya giden bir grup genc erkek, soguk havuzda dinlenirlerken bir cep telefonu calar. Bir adam telefonu acar. Ortam cok gurultuludur; telefonun obur ucundaki kadin sesini zorlukla duyar.
- Sevgilim. Meltem'le disardayim. Biraz once cok guzel bir kurk gordum. 400 milyon liracik. Senin kredi kartindan alabilir miyim? N'oooolur, alabilir miyiiiiimmmm?
- Tabi canim. Al.
- Ah sevgilimmmm! Cok sekersin. Biseycik daha var ama kizmayacaksin, degil mi?
- Hayir, kizmam...
- Buraya gelmeden once Akmerkez'deydik. De Beers'de bir tane tek tas pirlanta yuzuk gordum. Cok guzeldi sevgilim. Butun arkadaslarimda var. Senin kredili kart hesabindan alabilir miyim? 650 milyon liracik. Gelecek ay ikramiye alacaksin. O zaman odersin. N'ooooluuurrrr. Alabilirmiyim?"
- Peki, al canim.
- Sevgilim benim. Bi tanem. Cok sekersin. Bu aksam sana harika bir gece yasatacagim. Caniiiim, bi sey daha var. Ama kizarsin diye korkuyorum... - Kizmam, soyle bakiyim.
- Son kazadan sonra arabamdan iyice sogudum. Galeride bi tane Peugeot 206 gordum sevgilim. Cok guzeldiiii... 9 milyara birakacak. Senin adina bankadan bi kredi actirsak diyorum sevgilim. Nuran'in kardesi bankada sube muduru... Kefil-belge-imza falan istemiyor, sen tamam dersen hemen yapicak islemleri. N'ooolurrrr sevgilim, seni cok seviyorum.... - Peki, peki. Tamam. Olur. Al bakalim.
- Tatli sevgilim benim. Canim sevgilim. Seni coook seviyorum. Hadi by, aksama gorusuruz. Genc adam telefonu kapatir ve arkadaslarina sorar:
- Bu telefon kimindi yahu?...
Araba Kazası
Bir kadınla bir adam ayrı ,ayrı arabalarında giderlerken çarpışırlar. İkisinin de arabası mahvolur ama şans eseri ikisi de hiç yara almadan kurtulur. Arabalarından sürünerek çıkarlar ve kadın adama bakıp: - Çok ilginç! Sen erkeksin ben de kadın. Arabalarımız mahvoldu ama ikimize de hiçbir şey olmadı. Bu belki de tanışıp, dost olup, hayatimizin sonuna kadar huzur içinde birlikte yasamamız için bir işarettir,' der. Müthiş heyecanlanan adam: - Evet, galiba haklisin,' diye cevap verir şaşkınlıkla. Kadın : - Bak, arabam hurdaya döndü ama bir şişe şarap sapasağlam. Bu kesin bir işaret. Bu şarabı içip şansımızı kutlamalıyız,' diye devam eder ve şarap şişesini adama uzatır. Adam şişeyi alır, açar ve yarısını içip kadına verir. Kadın hemen şişenin mantarını kapatıp adama geri uzatır. Bunun üstüne adam sorar:
- Sen içmeyecek misin? Kadın cevap verir :
- Hayır, ben polisi bekleyeceğim.
6-0 hikayesi
Galatasaraylı arif 6-0 lık FB mağlubiyetinden sonra sokağa çıkamaz olmuş, ama böylede olacak gibi değil zaman geçmiyor, neyapayım diye düşünürken, aklına bir fikir gelir ve kılık kıyafetini değiştiri ve tanınmayacak bir şekilde sokağa çıkar gezer dalaşır. Enson bir kafeteryaya girer bir çay içer, ama yan masada bir yaşlı teyze nehaber arif der.arif hemen kalkar ve doğru eve gider. morali bozulur, canı sıkılır beni nasıl tanıdı diye kara kara düşünür. Ertesi gün dayanamaz tekrar aynı şekilde çıkar gezer dolaşır ve aynı kafeteryaya girer, yine çayını içer ve yine yanmasandan bir teyze nehaber arif der. Arif dayanamaz ve ya teyze bunca kişi beni tanımadıda sen nasıl tanıdın der.
-Ya ne teyzesi oğlum benim ben kaptan bülent der
OTOBUS GEYIKLERI
Yolcu müsait bi yerde inmek ister ama dili sürçer; -Müsait bi yerde iner misiniz? -Şöför : - Niye sen mi kullancan?
Rumeli-Hisarüstü otobüsüyle taksim'e dogru gidiyoruz. Adamın biri Besiktas dolaylarında gayet aceleci bir tavirla Kaptan orta kapıyı rica edebilir miyim?? Bizim soför olaya hakim: - Tabi abi ayıp ettin. al götür senden kıymetli mi?
Mükemmel bir yerde inebilir miyim? Yolcunun kafası karışık sanırım, kendisi de dolmuştakilerle güler söylediğine:) Şoför kadını indirirken: - Buyurun size layık değil ama!
Eve gitmek üzere Bakırköy dolmuşu bekliyordu. Sigarasının kalmadığı aklına gelince önünde durduğu Tekel bayiine girecekken minibüs geldi. Apar topar bindi. Şoföre parayı uzatıp, - 'Bir Monte Carlo' dedi! Adam birkaç saniye yüzüne bakıp, 'Abi bu Bakırköy'e gider' diye cevap verdi!
Oğlum bu eminönü'nden geçer mi? - Yok teyze biz taksime çıkıyoruz - Hah tamam oğlum siz gidin ben gelmeyeceğim
Yolcu: - Abi heykel'e çıkıyo mu? Şoför: -Yok abi, yanından geçiyo
SERGEN VE FENER
Beşiktaş ekibi istanbula gelir, maç saatine yakın stata girerler.. stata takımdan ayrı gelen SERGEN, takımın motivasonunun çok düşük olduğunu görür, suratlar asıktır, - Ne oldu neden yüzünüz gülmüyor diye sorar. Takım arkadaşlarından biri,
- Ne olsun böyle bir takımla oynamak zorunda kaldığımız için canımız sıkkın, der.. bunun üzerine SERGEN: -Pekala çocuklar, hadi siz gidin kadıköy'ü gezin, ben tek başıma
sahaya çıkar oynarım, der.. Ve takım çocuklar gibi sevinerek stattan çıkıp kadıköyü gezmeye giderler.. Maç başladıktan 10 dk sonra BEŞİKTAŞ takımı stata döner, skor; BEŞİKTAŞ 1-Fenerbahçe 0.. e tabi bu durumda daha da bir keyiflenirler ve tekrar dışarı çıkar gezmeye başlarlar.. Maç bittikten sonra stata döndüklerinde, maçın 1-1 bittiğini görürler, FB adına Ortega, 85. dakikada bir gol atmıştır.. Takım arkadaşları hemen
SERGEN E koşarlar ve onu coşkuyla tebrik ederler.. Ama SERGEN üzgündür. - Özür dilerim arkadaşlar, sizi mahçup ettim, der.
- olur mu öyle şey, der BEŞİKTAŞ takımı, sen koskoca bir takımla tek başına oynayıp yenilmedin, daha ne olsun.. - Ama, der SERGEN, 12. dakikada kırmızı kart görmüş olmam gerçekten benim için utanç vericiydi.
UĞUR
Cafer komadadir. Yaninda ise karisi... Cafer'in gozleri nemli, kisIk sesiyle karisina dogru bakar ve konu$maya ba$lar:
"Ilk i$ten kovuldugum zaman yanimda idin. Iflas ettigim gun oradaydin. Vuruldugum zaman ilk gozumu actigimda seni gordum. Trafik kazasi gecirdigimde hastanede hep ba$ucumdaydin...
Karisi takdir edilmenin mutlulugunda tabi.
"$imdi komadayim yine ba$ucumdasin. Sonunda anladim ama, cok gec oldu; yahu sen ne ugursuz karisin
|